Kuyucaklı Yusuf

Sabahattin Ali'nin ilk romanı olan Kuyucaklı Yusuf, benim için Kürk Mantolu Madonna'dan bir tık daha ötede. Kitabı okurken bundan tam dizi olur diye geçti aklımdan sonradan öğrendim ki yıllar evvel filmini yapmışlar bile.Üç cilt olarak planlanan eser,Ali'nin erken ölümüyle tek ciltte kalmış.

Bir gece yarısı Aydın'ın Nazilli Kazâsı'na yakın Kuyucak Köyü'nü eşkıyaların basıp bir karı kocayı öldürmesiyle başlar roman.Kazâ kaymakamı Salâhattin Bey, anne ve babası öldürülen Yusuf'u evlatlık alır.Kaymakamın, karısı Şahinde'den başka bir de kızı Muazzez vardır. Salâhattin Bey'in Edremit'e atanmasıyla birlikte hep beraber taşınırlar Kuyucak'tan.Aradan geçen yıllar Yusuf'un Muazzez'e olan hislerini değiştirir.Ona karşı ne kendine ne başkasına söyleyemediği bir aşk büyütür içinde. Muazzez de Yusuf'u sever fakat Yusuf, kardeş gibi büyüdüklerinden böyle bir aşkın varlığını kabul etmek istemez.

Hatrı sayılır derecede zengin olan Hilmi Bey'in oğlu Şakir de sever Muazzez'i. Salâhattin Bey, kumar masasında Hilmi Bey'e borçlanır.Bunu bir ömür çalışsa da yine ödeyemeyecektir.Mecburiyetten kızı vermeyi düşünürken Yusuf, bu işe bir çare olarak çocukluk arkadaşı Ali'den yardım ister.Nineden zengin Ali parayı bulup getirir fakat o da Muazzez'e aşıktır.Muazzez'le evlenecek olan Ali'yi Şakir öldürür. Yusuf artık kalbine söz geçiremez ve Muazzez'i kaçırır. Salâhattin Bey'in ölümünü,Muazzez'in zamanla nasıl çaresiz kaldığını ve daha fazlasını romandan okuyun isterim.

Kitabı okurken anlamını bilmediğimiz sözcüklerle sıklıkla karşılaşıyoruz bunun içinde şu uygulamayı tavsiye ederim

Alıntılar:

“Hapishane ancak serseriler, köylüler ve aşağı tabakadan insanlar içindi; bir Hilmi Bey'in oğlu, adam öldürse bile, onlarla bir tutulamazdı... ”

“Varlığı büyük boşlukları dolduracak mahiyette değildi; fakat yokluğu müthişti... ”

“Saadet , hayatı olduğu gibi kabul etmektir... ”

“Ve sadece hatıralar, iki insanı birbirine bağlayacak kadar kuvvetli değildi... ”

“Dünyada her felaketin içinden en az zararla sıyrılmanın yolu hayata uymak,muhite uymak,hiç sivrilmemektir... ”

“Bir zamanlar birbirlerinden ayrılmak, birbirlerini kaybetmek ihtimalinin korkusunu çekmiş olmasalar, belki de birbirleri için ne kadar kıymetli olduklarını hâlâ bilemeyeceklerdi...”