Sürpriz diye
bahsetmiştim ya işte,şimdi onu anlatacağım. Yoğunburç Kültür Evi'ne gidip kapıdaki sırayı
görünce önce şaşırsam da bedava kitap verildiğini görünce sevindim. Bütün
kitapların yazarı Ahmet Turgut'tu ve Yazarlık Okulu'nun açılışına o gelmişti.Peki kimdir bu Ahmet
Turgut,kendisinden neler öğrendim?

Turgut'a göre; duyabilen,görebilen,fark edebilen ve bunu
kağıda aktaran kişi yazar olur ve yazdığı kitaplar okunur,Yani bir insan bir konuyla alakalı mananın
altını doldurduğunda ve onu paylaşmaya başladığında o roman olur,kitap
olur,film olur. Biz bu manaları okumaya millet olarak eriniriz.Hatta istatistikler
de bunu destekler.Şöyle ki,o gün "Yaazarlık Okulu"nun açılışına Taner Yıldız da gelmişti ve Türkiye'de kişi
başına düşen kitap okuma oranının günde 1 saniye olduğunu söyledi.Düşünebiliyor musunuz,1 saniye?...
Tabi bununla ilgili Turgut'un şu sözleri olayı özetler gibiydi:
''Kitap okumak bizde boş zaman işi olarak görülür, oysa kitap özel zaman ister. Boş zamanlarda Facebook'ta gezilir,televizyon izlenir fakat kitap okunmaz.''
Turgut,"Okumak cehalet alır, eşeklik baki kalır." "Oku, baban gibi eşek olma adam ol."Atasözlerini vurgulayarak biz Türklerin kitap okumakla eşeklik arasında ontolojik bağ kurduğunu söyledi.
''Kitap okumak bizde boş zaman işi olarak görülür, oysa kitap özel zaman ister. Boş zamanlarda Facebook'ta gezilir,televizyon izlenir fakat kitap okunmaz.''
Turgut,"Okumak cehalet alır, eşeklik baki kalır." "Oku, baban gibi eşek olma adam ol."Atasözlerini vurgulayarak biz Türklerin kitap okumakla eşeklik arasında ontolojik bağ kurduğunu söyledi.
Ayrıca,"Kur'an'ın ilk emri ''Oku!'' olmasa 17. yüzyılda kitap
okuyanları toplayıp yakardık"diyerek salondakileri güldürdü.
Bir anekdot da paylaştı bizimle. Berlin uçağına bindiğinde
sarı saçlı, mavi gözlü insanların aynı anda bir siren sesi duymuş gibi kitap
açttıklarını, Bizim Türklerin ise "Eltimgiller suratımıza bakmadı,bu sene tatilde şu
kadar para harcadık" diye hemen dedikoduya başladığını,Berlin metrosunda da yine
Türklerin konuştuğunu ve Berlinlerin ise okuduğunu anlattı
Yazarlık için ne önerirsiniz diye bir soru yöneltildiğinde Turgut, yazarlığa başladığı sıralarda aynı soruyu yazar bir abisine sorduğunda
''Allah başka dert vermesin.'' cevabını aldığını,bu cevap karşısında afalladığını ve ciddiye
alınmadığını düşündüğünü fakat yazarlığa başladığında onun ne demek istediğini anladığını,dert bitince
kalemin de kuruduğunu söyledi.
Ben de yazar olmak isteyen okuyucularıma şöyle sesleniyorum:
Ben de yazar olmak isteyen okuyucularıma şöyle sesleniyorum:
'Derdiniz
bitmesin,aklınız dingin kaleminiz kuvvetli olsun.'
Çok güzel bi yazı olmuş. Bende mi yazar olsam acep. Hımm olabilir aslında. Görüşelum bi ara ;) Küçük bi röportaj tadında.
YanıtlaSilÇok teşekkürler :)
YanıtlaSilBence siz oluyor gibisiniz ;)
heey çok sevindim. istanbuldasın de miiii :) benzerleri var. murot gülsoy'un var biliyom mesela :) çok iyi etmişsin. ya sen blogunu yeni mi açtın. kutlarım. aramıza da hoşgeldin. amacın yazmak. çok sevindim. :)
YanıtlaSilYok yok Kayseri yeni açtım blogumu hoş buldum :)
YanıtlaSilTeşekkürler :)
Yaratıcı yazarlık kurslarına ben de gitmeyi düşünüyorum ama bu sene olmaz herhalde :)) Hoş geldiniz :))
YanıtlaSilHoşbuldum :)
SilUmarım gidecek fırsatı bulursunuz :)
Tüm samimiyetimle söylüyorum gerçekten çok zevkli geçiyor
İnşallah bu kurs senin için çok faydalı olur.
YanıtlaSilKitap her türlü zaman ve mekan aranmadan okunur.
Kelimeler dile gelmek istedi mi yazılmakta ister:) onu duyan kişiye ilham olur:)
Bu ilhamın sana gelmesini dilerim:)
Bu dördüncü haftam ve gerçekten faydalı olduğunu düşünüyorum insanın ufku açılıyor :)
SilYazarın bahsettiği biraz daha derin okuma kapsamında yoksa tabi okunur bide evet kelimeler insanın zihninden kaçmak istiyor gibi oluyor :)
Teşekkürler Le